Teknolojisi ilk bakışta “karışık” gelse de, ona “çevreci” demek yeterli. Ancak bu, “en son” önem verdiğiniz bir konuysa, o halde “az yakıyor” tarafıyla tanıtalım. Çünkü tam da öyle! Hazırlanın, bu hafta “Kısa Tur”a Toyota Yaris Hybrid’le çıkıyoruz
Bu haftaki konuğumuzla, evimin kapısına ilk gittiğimde aldığım soruyla irkildim: “Ağbi, bu elektrikli mi şimdi?”
Yahu kardeşim, nereden anladın bu Otomobilin bir taraflarında elektrik motoru olduğunu? Kaputunu mu açtın benden habersiz, yoksa, aracı ilk gördüğünde “pozitif elektrik” mi aldın kardeşim? Öyle kalıverdim işte!..
Aslında ne yanlış, ne de tam doğruydu tahmin. Mavi ufaklığın bir yerlerinde “Hybrid” yazıyor, hepsi bu kadar. Ama şimdi gel de “Hybrid”in sadece elektrikli anlamına gelmediğini anlat, dur... “Yok kardeşim, yarı yarıya elektrikli. Yani aslında öyle de, benzinli motoru da var. Bazen ikisi bir arada, bazen de tek çalışıyorlar” şeklinde kaptırdım gidiyorum... Evet, şaşırıp kalma sırası karşı tarafta artık!
Gençliğine gençlik geldi!
Aslına bakarsanız Yaris’in 3. nesli, çok da eski değildi. Yani bu nesli, 2011 yılında satışa sunulmuştu. Ama Toyota, 2011’de piyasaya çıkan 3. nesil Yaris’i erkenden “gençleştirme” kararı verdi. Basında çıkan yorumlar, tüketicilerden gelen değerlendirmeler, yetkili satıcıların söyledikleri filan derken, Yaris’te görmek istenilenleri ve beğenilmeyenleri alt alta koydu. Sonuçta ön tasarımından iç mekana, gövdeden süspansiyona hatta motorlara kadar pek çok unsurda yenilikler gerçekleşti. 1000 parçası değişti, Yaris bile “Bu ben miyim?” deyip, kendisini tanımadı. Tabii, işin şakası...
Efendim, ön tasarımı tamamen yenilendi. İri ağızlı yeni tampon ve yanlarda iri sis lambalarıyla daha sportif görünür oldu. Gövde ve yürüyen aksamında da değişiklikler yapıldı. Süspansiyon sistemi geliştirilmiş, izolasyona ayrı bir önem verilmiş. Bu da ciddi sonuç vermiş. Nitekim otomobil benzinli motorla mı, yoksa elektrikli motorla mı gidiyor, göstergeye bakmadan anlamak pek mümkün değil.
“Peki, bakıldığında, bunun hibrit olduğu ‘şak’ diye anlaşılıyor mu?” Evet. Arkasındaki “Hybrid” yazısını okumadan, sadece Toyota armasına bakmakla da anlaşılıyor. Etrafı mavileştirilmiş... Çok mu önemli? Hayır, ön çamurluğuna ya da arkasında bakıp okuyabilirsiniz!
Almaya değer mi? Özellikle “dur-kalk” trafikte tutumlu bir araç arıyorsanız, iyi seçim olabilir. Fiyatı mı? 58 bin 650 TL’den başlıyor ve şimdilik, en düşük donanımlı dizelden sadece “3 bin TL” pahalı. Bizimki biraz üst donanımlı ve fiyatı da 64 bin 950.
En makul çözüm gibi...
Araştırmalarla sabit: Türkiye’de otomobil satın almayı düşünenlerin öncelikli soruları arasında ilk sırayı “Fiyatı ne kadar?” alıyorsa, ikincisi genelde “Ne kadar yakıyor?” şeklinde oluyor. “Arkadaş bu otomobilin karbondioksit salımı kaç oluyor?” diyenine rastlayan varsa, tanışalım, bir kahve içelim...
Dolayısıyla ben de size doğrudan doğruya yenilenmiş Yaris Hybrid’i tanıtmak için “Şu kadaaaarrrr çevreci” diye başlarsam, bu yazı da okunmaz! Biliyorum ben... Bu yüzden daha vurucu bir yerden girmeyi düşünüyorum...
“Neredeyse ‘dededen kalma’ bir efsane olan ‘küçük otomobiller az yakar!’ düşüncesini, gerçek yapan kahramanlardan biri’ diyeceğim en başından. Sonra da, bunu “hibrit” teknoloji sayesinde gerçekleştirdiğini söyleyip, çaktırmadan devam ederim diye umut ediyorum...
E, hızımı almışken, öylece gideyim bari!
“Benzinli otomobilin tüketimi bana çok geliyor da, dizelin havayı kirlettiği söyleniyor. Ama ben elektrikli otomobille de uğraşmaktan zevk almıyorum!” gibi çeşitli bahanelere başvuranlar için, “orta yol” olarak bulunmuş bu hibrit teknoloji. Yani benzinli veya dizel motordan vazgeçmiyor, ama elektrikli motorun pratikliğinden ve desteğinden de yararlanıyorsunuz. Elektrik motorunun aküsünü fişi takıp doldurmak yerine, benzinli motorla şarj ediyorsunuz. Bunu da siz değil, otomobilin kendisi yapıyor zaten. Anlayacağınız, aslında hem çevrecilik hem de tüketici memnuniyeti açısından “en makul çözüm” gibi görünüyor.
Peki gerçekten de öyle mi? Bu konuya tekrar geleceğim... Ama biraz da otomobilin kendisinden bahsedelim ama, olmaz mı?
Nasıl bir şey bu?
Şöyle... Esasında normal otomobilden pek farkı yok. Ama biri 1.5 lt benzinli ve 75 beygir, diğeriyse 25 beygirlik bir elektrik olma ükezere iki motoru var. Toplamda 100 beygir. Gücümüz var yani... “Allah bereket versin!”
“Hibrit”lik ise, bu iki motorun birbirleriyle “saygı” içinde çalışmasıyla oluşuyor. Yani Yaris, şehir içinde 30 km/s’ye kadar hızlarda ve belirli bir kilometre boyunca sadece elektrik motorunu kullanıyor. Ama performans gerektiğinde ya da otoyolda, 30 km/s sonrası bu kez benzinli “nöbeti” alıyor. Araç yokuş çıkarken, sollama yaparken de elektrikli motor “Bir omuz atayım” deyip, yardımcı oluyor. Benzinli motor çalışırken, yokuş aşağı inişte ayak gazdan çekildiğinde ya da frenleme sırasında elektrik motoru için aküleri dolduruluyor. Bunların tamamı, zaten özel bir göstergeden izlenebiliyor.
Bitmediiii... Ayrıca orta konsoldaki dokunmatik ekrandan otomobilin o an hangi motordan güç aldığı, ne kadar tasarruf yapabildiğiniz gibi bilgileri “çizgi film” tadında izlemek mümkün. Sünger Bob’tan sonra en sevdiğim film...
Gerçekten işe yarıyor mu pekİ?
Yaramaz olur mu? İlginçtir; bu otomobilin ortalama yakıt tüketimi fabrika verilerine göre 100 km’de 3.6 litre. Bendeniz, otoyolda 5.8 litreye kadar çıktım, şehir içinde, özellikle de dur-kalk trafikte ne oldu dersiniz? 100 km’de 4.3’e düştüm. Çünkü dur-kalkta elektrik motoru size yetiyor. Sadece arada bir aküyü doldurmak için çalışan benzinli, o sıralarda muhtemelen gazete ya da Kitap okuyor...
Donanımları nasıl?
Üst donanım seviyesinde multimedya sistemleri, 7 inç dokunmatik ekran, geri görüş kamerası, bluetooth, USB ve multimedya bağlantısı sağlayan “Toyota Touch 2” teknolojisi, çift bölgeli klima, elektrikli katlanan yan aynalar filan mevcut. Yok, güvenlik donanımlarını sorarsanız, sürücü diz dahil 7 hava yastığı, Araç Denge Kontrolü (VSC), Elektronik Çekiş Kontrolü (TRC), ABS+EBD, Acil Durum Fren Sistemi (EBS), Lastik Basınç İzleme sistemi (TPMS), Yokuş Kalkış Desteği gibi bir dolu şey var.
Editörün bir notu var mı?
Evet, “hibrit” kelimesini söylemek her zaman kolay olmuyor. “Kirpit” diyeni de duydum... “Melez” en iyisi ama teknolojik değil!
Otokolik Kısa Tur - Levent Köprülü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder